7 Ocak 2011 Cuma

Bosch u Bosch u Bosch una Bosch lamadım

Bosch u Bosch u Bosch una Bosch lamadım.
Almancada sch harfleri bir araya geldiğinde sadece bir nokta oluşturuyorlar; sch=ş Türkçede biz bu işi bir nokta ile halletmişiz bu durumun konumuzla tümüyle bağlantısız olduğunu da düşünmeyin. Bizim bir nokta ile hallettiğimiz işi Almanlar üç harfle hallediyorlarsa vardır bir sebebi, nitekim hizmet ücretlendirmede de benzer nitelikler geçerli, ufak bir noktalık iş, üç harflik işe dönüyor dolayısıyla ödediğiniz bedel de nokta yahut habbe iken kubbe oluyor.

Her neyse lafı boşu boşuna uzatmayalım, asıl anlatmak istediğime dönelim.

Geçen haftalarda markası BOŞ (yanlış anlaşılmasın, bunun aslında nasıl yazıldığını elbette biliyorum) olan buzdolabımızın derin dondurucu kısmının çalışmadığını, içindeki gıda maddelerinin gevşemesiyle fark ettik. Doğal olarak öncelikle kapağı falan belki kazara açık kalmıştır da ondan olmuştur diye düşünerek soğutma derecesini düşürdük, hızlı soğutma ayarını açtık ve hemen hemen bir gün kadar sabrettik. Fakat gördük ki her hangi bir değişiklik yok. Servisi haberdar ettik veee macera başladı.

Cuma günü öğlen vakti zilimiz çaldı, son derece güler yüzlü, nazik iki personel geldi, bir iki düğmeye basmaktan ibaret olan kontrolün ardından teşhisi de koydular, BOŞ dolabımızın içine para sıkışmıştı! Hem de 450 lira. Döviz kuru ile 290 Dolar ya da 224 Avro. Bu paranın çıkması için elbette dolabın servise gitmesi 2-3 gün orada tamir için beklemesi gerekiyordu. Bunu şunun için söylüyorum, anında teşhis ve anında bedelinin belirlenebilmesi, sizce de biraz tuhaf değil mi? Mesela, kabaca maliyeti şu olabilir, ya da en az şu kadar en çok da şu kadar para sıkışmıştır denmesi beklenir değil mi? Fakat belli ki personel çok iyi bir eğitimden geçirilmiş, sadece teşhis değil tedavi ve ücretlendirmede de son derece kesin belirleme yapabiliyorlar.

Bir gün sonrasında yani cumartesi günü sabah saat on gibi telefonumuz çaldı. Servisten arıyorlardı, işlem tamamdı dolap yapılmış ve çalışıyordu, hatta araca koymuşlar eve doğru yola çıkmıştı bile. Dakika bir gol bir! Tedavi süresinde yanılmışlardı, hani 2-3 gün beklemek gerekecekti? Telefondaki görevliye pos cihazlarının olup olmadığını sordum. Yoktu, aaaaaa, kocaman şirket ama kartlı ödeme sistemleri yok. Bildirdikleri mazeret daha da komik, çünkü bu güne kadar hiç kimseden böyle bir talep almamışlardı, (zengin ülkeyiz, halk refah içinde yüzüyor ya!) herkes peşin ödeme yapıyordu. Günümüzde simitçiler, pazarcılar bile pos cihazı kullanıyor ama bunlarda yok… Birinci dakika bitmeden ikinci gol gelmişti. Evimiz şehrin merkezi dışında, mecburen şehre gittim bankadan parayı tedarik ettim, ödemeyi yaptım. Dolap çalışıyor ama sesli, eskiden uslu sessiz bir buzdolabı idi, şimdilerde hem daha uzun sürelerle adeta hiç durmadan çalışıyor, hem de rahatsız edici bir sesle, ama bunu umursamıyorum, meselem başka.

Teslim edilen servis fişinde bir tuhaflık var, hiçbir işlemin birim fiyatı yok sadece toplam bedel yazılı, mali kurallar bunu öngörmese gerek!

Ben bu durumu BOŞ’un internet sayfasından bildirdim, birkaç gün sonrasında bir akşamüzeri aradılar. Durumu izah ettim, bu şekilde bedel belirlenmesinin ve fiş kesilmesinin beni şüphelendirdiğini bu işlemler için benden fazla para alındığını düşündüğümü beyan ettim. Onlar da biz telefonla soralım ve hangi işlem için ne kadar ücret alınmış size bildirelim dediler. Demek ki kendileri için bu durum olağandı...

Aynı günün akşamı, Ankara, İstanbul ve Eskişehir’de başka yetkili BOŞ servislerini arayarak yapılması gereken işlemi bana kesilen fiş üzerinden okuyarak bunun bedelinin işçilik, malzeme ve nakliyat dahil olmak üzere ne olacağını sordum. Eskişehir’deki daha çok orta halli vatandaşların oturduğu semtteki bir servis, Ankara ve İstanbul’dakiler ise varlıklı ailelerin bulunduğu semtlerde idi. Aldığım cevaplar 300 ile 375 lira arasında değişiyordu. Kısacası ben fazla bedel ödemiştim.

Tesadüf bu ya, aynı günlerde bir başka beyaz eşya üreten firmada yetkili konumda olan tanıdığımla karşılaştık. Yapılan işlemleri ona da söyledim. Hem yazılı olan işlemlerin cihazı servise götürmeden de yapılabileceğini söyledi hem de fiyatı fazla buldu. Ama bana kendi markalarındaki ürünlerde aynı arıza için talep edilebilecek olan net fiyatı hafta başında söyleyebileceğini söyledi. Sözünü ettiği gibi hafta başında aradı: 200-250 lira!!!

Şimdi elimde ikinci bir veri daha vardı. Gerçekten fazla para ödemiştim.

Bir iki gün sonra BOŞ yetkilisi tekrar aradı faturayı detaylandırmak, beni bilgilendirmek için. Biraz konuştuk doğal olarak servisin doğru bir iş yaptığını söylüyorlar. Bozacının şahidi şıracı misali. Telefonda söyledikleri fiyatlar şöyle: Kompresör, işçiliği 30 lira olmak üzere toplam 260 lira, drayer 30 lira (Bu parçanın maliyeti arkadaşımdan öğrendiğim kadarıyla 5 lira civarındaymış) Gaz bedeli 50 lira, bunun için ayrıca işçilik yazılmış! 65 lira hem de. Toplam 65 gram gaz var dolapta, gramını yüklemek için bir lira yani, nakliye 20 lira (insafsızlar burada insaflı davranmışlar) ve sistem temizliği (bana bu konuda bilgi verilmedi ve onayım alınmadı) 25 lira, görüldüğü gibi yuvarlak ve abartılı rakamlarla fatura şişirilerek çalacakları minarenin kılıfını hazırlamışlar, 450 rakamına ulaşmışlar. İnsanların neredeyse bir ayda kazanabildikleri ve ev geçindirdikleri parayı 2-3 saatte alıyorlar bir başka ifade ile.

Doğal olarak kararım bundan sonra BOŞ’tan boş yere bir şey almayacağım. Çünkü eskilerin deyimiyle “astarı yüzünden pahalıya mal oluyor”.

İnternette şöyle bir dolaştım bakın neler var:

Kendi web sayfalarında şunlar yazılı : “Güveninizi kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih edeceğimizden hiçbir kuşkunuz olmasın!” (Merak etmeyin hiç kuşkum kalmadı artık) Bu yazının adresini de vereyim iftira sanılmasın: http://www.bosch-home.com/tr/bosch-d%C3%BCnyas%C4%B1.html

Bir de tanımlar var bu sözle ilgili (hiç birisinin yazımı değiştirilmemiştir) olarak:

1. robert bosch un sözüdür.robet bizi keklemiştir.çünkü müşterinin güvenini kaybetmek zaten uzun vadede para kaybından başka birşey ile açıklanamaz..yok efendim güvene önem veriyormuş.biz sizi bilmez miyiz robert!biz bütün avrupa nın ne mal olduğunu, ne kadar kapitalist olduğunu sanki bilmiyoruz.geç bu ayakları robert im geç.bir tabak sıcak tarhana çorbası verebilecek misin bana çuvalla güven döksem önüne , çuvalla avro yığsam ..avrupraya girip avrupalı olmaktansa mutlu ve bağımsız bir türk olmak bana çok keyiftir.. (bkz: ab ye tarhana çorbası içmeyi tercih ederim) (bacillusantracis, 25.05.2006 19:29 ~ 26.05.2006 17:02) @819891

2. tam şekli "insanların güvenini kaybetmektense, para kaybetmeyi tercih ederim." olan robert bosch vecizesi. (tuygun, 25.05.2006 19:34) @819896

3. esasen en tam şekli "insanların güvenini kaybetmektense, insanların parasını kaybetmeyi tercih ederim" olan, ancak, firma kimliğine olumsuz etki yaptığı hissedilince balans ayarı çekilen söz demeti. (tembel, 25.05.2006 19:39) @819899

(Kaynak: http://www.itusozluk.com/goster.php/g%FCven+kaybetmektense+para+kaybetmeyi+tercih+ederim)

4. bosch firmasının kurucusu robert bosch tarafından söylenmiş, zamanında bosch reklamlarında bolca kullanılan deyiş. çok ilginç bir tümce olmamasına karşın "ne yüce insan da ne yüce laf etmiş amanın!" demesi bekleniyor tüketicinin... gariptir, izleyeninse bir "hadi len!" çekesi geliyor.* (esoteq, 11.05.2007 23:09)

(Kaynak: http://www.iusozluk.net/t/insanlar%FDn+g%FCvenini+kaybetmektense+para+kaybetmeyi+tercih+ederim)

Şayet şikayet ararsanız yüzlercesi ile karşılaşıyorsunuz, bunlarla ilgili olarak sadece şu adrese bakmak bile yeterli olacaktır sanırım: http://www.sikayetvar.com/sikayetoku/k/364/f/50/g/Bosch

Söylenecek bir tek şey var: Zararın neresinden dönülse kârdır. Bir daha BOŞ mu asla ve kat’â.

Son söz,

Bosch u Bosch u Bosch una Bosch lamamışım dimi.

1 yorum:

  1. Hocam, inanın gülmekten gözlerimden yaş geldi. Bir olay ancak bu kadar esprili bir şekilde ifade edilir.

    Canınız sağolsun BOŞ verin gitsin.

    Tüketici hakkınızı korumaya çalıştığınız için de tebrik ederim.

    Allah'u Tealâ malın hayırlısını nasip etsin.

    Sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil